Udaipur (6 Subat)



Udaipur insan yapimi bir golun etrafina kurulmus. Kutu kutu evlerin arasindan kivrilan daracik sokaklari, dik yokuslari pek hos. Ama arac trafigi bu guzellige golge dusuruyor. Motosikletler acayip vicdansiz, kornalarina abanip onume gelene bir tekme tavriyla ilerliyorlar. “where are you from” sorusu her yerde oldugu gibi burda da ikide bir karsimiza cikiyor. Fakaaat diger yerlerden farkli olarak burda Turkiye diyince insanlar “aaaaa, Turkiyeee!” Ve hatta Turkce “merhaba” seklinde cevap verdiler bircok kez. Hindistan’in hicbir yerinde taninmayan milliyetim neden burda bu kadar taniniyor? Benim aklima gelen ilk duz mantik cevap Rajistan sonucta Hindistan’in Turkiye’ye en yakin noktasi. Sonucta bir sekilde genisletilmis ortadoguya dahil bile edilebilir bu eyalet. Bir de burasi acayip turistik bir mekan. Herhalde seyahatimdeki en turistik mekan. Sonucta merakli Turk turistleri de geliyordur kesin. Burda da turistler ekseriyetle Fransiz-Alman-Ingiliz, ama oyle uzak ara bir durum yok, bir baska grupla basabas gidiyorlar! Hayir Ruslar degil. Koreli ve Japon turisler! (benim icin hepsi capon) Bu adamlara Hindistan in hicbir yerinde rastlamadim, ama burda her yerdeler. Nerden ciktiniz olm siz?

Hernevi kenevir ve baska turlu maddelere iliskin Goa’da, Mamallapuram’da gormedigim israri Udaipur’da gordum. Dort bes saat icinde yolda onumu kesip, “ot lazim mi?” veya “elimde cok guzel mal var allaaskina bir gel goz at, dene, begenmezsen para yok” diyen hic yoksa dort kisi vardi. Tabi cok dusuk de olsa bu adamlardan bazilarinin polis olma ihtimali de var. Hele bir tanesi o kadar duzgun konusuyor oyle iyi giyimli ki. “Komiser bey sagolun ben kullanmiyorum boyle seyler”demek istedim.

Udaipur aslinda bir gunde rahatlikla gezilecek bir yer. Sonucta gorulecek yerler belli: saray (city palace) ve sagda solda birkac guzel hindu tapinagi. Tabi sehrin hos dokusu ve gol kenarindan inanilmaz manzarasi da var. Bizim toplamda bir bucuk gunumuz var. ertesi gun aksam 6’da Delhi yolcusuyuz. Oglene kadar sarayi bitirdik. Sarayda ilgimi ceken seyler: 1. minyatur sanati; bizimkinin aynisi lan! Ama surpriz degil tabi bu. Sonucta bunun menbai Iran. Ilginc minyaturler arasinda sultanin Kaplan avi resimleri bir de fil dovuslari var. Bu ikincisinden o kadar cok var ki! Ulan hani filler kutsaldi? (Fil kafali tanri bile var). Bu dallamalar 15-20 tane fili yuksek duvarlarla cevrili bir mekana kapatiyorlar ondan sonra olumune kapistiriyorlar. Bir de bunlari iyice kizistirmak icin yukardan uzerlerine ates ediyorlar. Bunu gosteren en az 15-20 tasvir gordum. Onun disinda kaplanlarla domuzlarin kapistirildigi dovusler de var. Bir baska tabloda unlu Mewar krali Maharana Pratap’in tek kilic darbesiyle hem dusmani hem de uzerinde oldugu ati ortadan ikiye yarisini tasvir eden bir duvar resmi var. Kanlarin fiskirma efekti filan hersey yerinde. Altta soyle bir caption var. “Sultanimiz oyle guclu ve kilic sanatinda ustadir ki iste boyle ikiye boler, akilli olun”. Onun disinda sarayin kendisi standart Rajistan mimari ogeleri barindiriyor. En goza batan ozellik yaygin ayna ve renkli cam kullanimi.
Udaipur’un atraksiyonlari bir gunde bitiveriyor, ama Allah’dan cevrede daha gorulecek seyler var. Udaipur’un yaklasik 100 km kuzeyinde iki tane unlu gorulmesi gereken mekan var. Birisi Ranakpur’daki unlu Jain tapinagi, ikincisi de Kumbhalgarh’da Mewar sultani Rana Kumbha tarafindan insa edilen kale. Buralara gitmek icin otelden iki Ingiliz, bir Isvecli, bir Avustralyali, bir Amerikali’yla gucumuzu birlestirip taksi kiraliyoruz. Mekanlarin ikisi de cok gorulesi. Ozellikle de Jain tapinagi. Asagida bahsini ediyorum.

No comments:

Post a Comment