Delhi’de metro (14 Ocak)

Bugun Delhi'de metroya bindim. Sonucta Istanbul tramvayindan sardunya formatina alisigim. Ama Delhi’de bu bambaska bir boyuta tasindi. Sorun su: Adamlar o kadar paraya kiyip on numara metro agi kurmuslar (Istanbul’a on basar), ama metroya yaterli sayida tren koymamislar. Tren yarim saatte bir geliyor! boyle bir mallik. O kadar para harcayip tuneller kaziyorsun, sonra o tuneller bos bos duruyor. Tuneller bos durunca platformlar dolu oluyor tabi. Platformda kadinlarin bekledigi bolge pembe renkle isaretlenmis. Kadinlarin ayri vagonlarda seyahat etme nedeni munasebetsiz Hint erkekleriymis. Ben erkekler icin ayrilmis kisimdaki yigina katiliyorum. 20 dk kadar sonra tren platforma yaklasiyor. Kapilar acilir acilmaz trene binmeye calisan vatandas yigini ile trenden inmeye calisanlar arasinda ikinci cihan harbi basliyor. Platformdakiler bireyliklerini askiya alip kocaman amorf bir kutleye donusmus durumda. istesemde istemesemde bu yiginin bir parcasiyim. ayaklarim yavas yavas yerden kesiliyor. Heryeri bir ugultu ve cocukca sen seslerin karisimi bir patirti kapliyor. Benim rizasiz parcasi oldugum yigin kapiya yuklendikce trenden cikmaya calisanlardan yalvar yakaris sesler yukseliyor. Bazilarinin gozlerinde lutfen birakin da ineyim yalvarisi insanin icini parcaliyor. Istanbul tramvay hattinda hattin cok yogun oldugu, trenin icinin de konserve gibi oldugu durumlarda binmeye calisanlarin stratejisi sagindaki solundakileri ekarte edip buldugu kucuk bir kavuga yerlesmektir. Ama Delhi'de boyle cakalliklara firsat yok. kutlenin dis ceperinde 5-6 vatandas, yigini tren kapisina dogru itme gorevi ustlenmis. Ya hepimiz ya da hicbirimiz! Insan denizinin icersinde trene giriyorum sonunda.

Trenin icersinde her koldan uzerimde inanilmaz bir basinc var. Nefes almakda zorlaniyorum. Ilginc olan tren kapilari kapandiktan sonra dahi icerde dalgalanma devam ediyor. Her daim bir hareketlilik beni ordan oraya surukluyor. insanlar durmadan konusuyor, sakalasiyor. boyle bir ortamda insan ne hakkinda konusuyor olabilir? nedir bu kadar komik olan? (Istanbul da bir otobusde benzer bir durum olsa herkes somurta somurta belki icinden IETT'ye kufrede kufrede gider) vucudum tamamiyle insanla kapli… gulusmeler bagrismalar… dayanamiyorum artik. icimden freeedooom diye bagirmak geliyor. Tamamen kontrolum disinda. Yutkunuyorum. Tam agzimi acmisken tren inecegim istasyona yaklasiyor. Neyse, yuzduk yuzduk kuyruguna geldik. Simdi burdan bir sekilde cikmam lazim. Istasyondaki kutle cikmak isteyenlere karsi yukleniyor. Trene binmeye calisanlari ite kaka kapiya dogru ilerliyorum. Resmen gogus goguse muhabare gibi. Sagimda solumda huzunlu caresiz cigliklar atan, kucaginda bebeleriyle inmek icin yalvaran analari gecerek, nihayet trenden ciktigimda derin bir nefes aliyorum. Alt tarafi uc durak gittim. Ama bitkinim. Hindistan’da sehir hayatinin gercegi bu. Hersey hayatta kalma mucadelesinin parcasi. Kissadan hisse: Hindistan’da sehirlerden mumkun oldugunca uzak durum, 2. Illa sehir gormek istiyorsaniz Delhi iyidir. 3. Delhi’ye gelecekseniz metroyu kullanmayin. pufur pufur auto rickshaw dururken ne gerek var!

No comments:

Post a Comment